Kliniğimizde labioplasti, hymenoplasti, lazerle genital estetik, vajinismus tedavisi, kozmetik jinekoloji başta olmak üzere bir çok estetik ve tedavi ile danışanlarımızın taleplerine kusursuz çözümler sunuyoruz.

Menopoz Nedir?

Ergenlikle birlikte aktif konuma geçen ve aylık adet döngüsü esnasında gelişimini tamamlayarak olası bir sperm tarafından döllenmek üzere rahme geçiş yapan yumurta hücreleri; yumurtalıkta sayı ve gelişim açısından yetersiz kaldığında menopoz dönemi başlar. Menopozla birlikte kadın eşey hormonları başta olmak üzere vücut genelini etkileyen bazı endokrinolojik olaylar yaşanır. Tam karşılığı menstrüel kanamanın durması olan menopoz, kadınlarda fizyolojik değişimle birlikte bazı sağlık sorunlarının gelişme riskini artırdığından dikkatle ele alınması gereken bir dönemdir.

Her ne kadar menopoz kadınlarda 50 yaş ve sonrasında sık görülse de fizyolojik olarak yumurtalıkların üreme ve endokrin işlevlerini yitirmesi sonucu ergenlik sonrasında her yaşta görülebilmektedir. Bu bakımdan yumurtalıkta çeşitli nedenlere bağlı gelişen yetmezlik durumlarında erken yaşta menopoz gelişebilir.

Menopoza Ne Zaman Girilir?

Adet döngüsü kadın fizyolojisinin önemli olaylarından biridir. Temel olarak ergenlikle birlikte endokrin sistemin temel düzenleyicisi olan hipofiz bezinden FSH ve LH hormonlarının belirli düzene sahip salınımını takiben yumurtalık hücreleri aktifleşir. Bu durum, östrojen-progesteron gibi eşey hormonlarının üretimini başlatır. Bu hormonlar arasındaki dengeye bağlı olarak yumurta hücreleri olgunlaşır ve adet döngüsünün ortasında rahme salınır. Döllenmenin gerçekleşmemesi halinde hormon miktarlarındaki değişimlerle orantılı olarak rahim içi dokular dökülür ve kanama gerçekleşir.

Menopozla birlikte bahsedilen hormonların salınımında azalma gerçekleştiğinden ve yumurtalıkta gelişime müsait yumurta hücresi kalmadığından, adet döngüsüne ait fizyolojik olaylar gerçekleşemez ve adet kanaması yaşanmaz. Bu anlamda menopoz sonrası dönemde kadın endokrin sistemi daha durağan ve stabil bir seyir izler.

Kadınlarda yumurtalıkta yer alan yumurta hücresi sayısı anne karnındayken belirli bir miktarı aşamaz ancak doğum sonrasında yüzlerce yumurta hücresini barındırır. Ergenlikle birlikte her ay belirli sayıda yumurta hücresi gelişim gösterir ve bir tanesi rahme bırakılır. Aylık kanamalarla birlikte yumurtalıktaki hücreler gittikçe tükenir ve ileri yaşla birlikte yumurtalıkta gelişmeye müsait yumurta hücresi sayısı ciddi anlamda azalır. Yaklaşık olarak 50’li yaşlarda bu duruma bağlı hormonal düzensizliklere paralel olarak adet kanaması düzeninde değişimler, kanamaların sıklığında azalma veya artmalar yaşanır. Bu dönem menopoz öncesi (perimenopozal) dönem olarak kabul edilir ve menopozun gerçekleşeceğine dair ilk belirtiler arasında sayılabilir. Kanamanın tamamen kesilmesi ve 12 ay boyunca kanamanın yaşanmaması sonucunda menopoz tamamlanır. Menopoz geçiren kadın artık adet kanaması görmez.

Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Sıcak basması menopozun en sık görülen semptomlarından biridir. Regl döneminde değişiklik, uyku sorunları, vajinal kuruluk ve libido kaybı menopozon yaygın belirtileridir.

Menopoz döneminde görülen en yaygın belirtiler şunlardır:
  • Adet düzeninde değişme
  • Gece terlemeleri ve ateş basması
  • Vajinal kuruma ve vajinada tahriş
  • Cinsel istekte azalma ve ilişki sırasında ağrı
  • Uykuya dalmada zorlanma ve uyuma süresinin kısalması
  • Yüzde kızarıklık
  • Metabolizmanın yavaşlaması ve kilo alma
  • Kaygı, huzursuzluk ve stres hissi
  • Yorgunluk ve bitkinlik
  • Saçlarda incelme ve dökülme
  • Kemik erimesi
  • Ciltte kuruma
  • Çarpıntı
  • Baş ağrısı
  • Sık idrara çıkma ve idrar kaçırma

Menopoz Nasıl Teşhis Edilir?

Menopozun tanısının erken konulması önemlidir. Çünkü menopozdaki kayıpların önemli bir kısmı ilk bir yılda gerçekleşir. Erken tanı erken tedaviyi sağlar. Seyrek adet gören, sıcak basmaları ve psikolojik rahatsızlıkları olan bir kadından adetin üçüncü günü alınan kanda FSH ve LH hormonları artmışsa menopoz tanısı konabilir.

Düzensiz adet gören bir kadında FSH düzeyi 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur. FSH düzeyi 25-40 pg/ml arasında ise premenopoz olduğu, bu dönemdeki kadınların seyrek de olsa hamile kalabileceği düşünülür. Ancak düzensiz kanamaları olan her kadında gebelik ve düzensiz kanamaya sebep olan diğer hastalıklar araştırılmalı, ultrason yapılmalıdır.

Menopoz Döneminde Hangi Tedaviler Uygulanır?

Menopoz sonrasında vücudun östrojen ve progesteron gibi temel eşey hormonları tarafından uyarılmasında azalma yaşandığından, belirli konularda sağlık problemlerinin gelişimine yatkınlık oluşur. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesi (osteoporoz) en sık rastlanılan rahatsızlıkların başında yer alır. Yine kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, belirli kanserler, jinekolojik problemler ve kronik hastalıkların şiddetinde artış gibi farklı sorunlar meydana gelebilir.

Menopoza ait bu problemlerle mücadele edebilmek için kadınlarda aşağıdaki tedaviler uygulanabilir:

Hormon Replasman Tedavisi: Menopoz sonrası vücutta miktarı azalan östrojen ve progesteron hormonlarının yerine konulmasını hedefleyen bir tedavi yöntemidir. Özellikle kemik dokusunun güçlendirilmesi, sıcak basması gibi belirtilerin giderilmesi ve kalp-damar hastalıkları gibi kronik hastalıklara karşı vücudun korunmasında oldukça etkilidir.

Kemik Erimesinin Önlenmesine Yönelik Kalsiyum Tedavisi: Bu tedavi yönteminde; kalsiyum ve D vitamini desteği, gerekli hallerde hormon ve biyolojik ajan tedavileri ile bifosfanat kullanımı gündeme gelebilir.

Kolesterol Tedavisi: Kalp-damar hastalığı gibi kronik hastalıklara yönelik olarak kolesterol tedavisi, dengeli beslenme, egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleri tedavide yer alan ögelerdendir.

Hormon Tedavisi Kimlere Uygulanmaz?

  • Bilinen ve şüpheli rahim ve meme kanseri
  • Teşhis edilmemiş anormal kanamaları olan hastalar
  • Karaciğer hastalığı olanlar
  • Pıhtı atma riski olan hastalar
  • Şişmanlık, varis, hipertansiyon, aşırı sigara içme
  • Kalp krizi geçirmiş olanlar
  • Beyin damar tıkanıklığı veya inme geçirenlerde hormon replasman tedavisi uygulanmaz.
  • Hipertansiyon, diyabet, safra kesesi taşı, hiperlipidemi, migren ve rahimde miyom varlığında dikkatli kullanılmalıdır.
HRT hem enjeksiyon şeklinde hem de ağızdan kullanılabilir. Vajinal krem şeklinde olanları da vardır. Bu tedaviyi alan hastalarda düzenli olarak meme ve rahim muayenesi ile kemik ölçümü yapılmalıdır.

Detaylı Bilgi

+90 532 644 64 22

info@drfeyzaagacaguler.com

Sizi arayalım.

İletişim sayfasında yer alan iletişim formunu doldurarak bize ulaşabilirsiniz. Tüm hastalarımıza ve danışanlarımıza kısa süre içerisinde dönüş sağlıyoruz.
İletişim